28 Eylül 2010

mecmua

uzak bi galakside çöpçülük yapan bi adam o gün erken paydos etmişti.avuç içindeki çizgilerle öylesine meşguldü ki kafası.. birden omzuna dokunan bi el ile irkildi kafasını bile çevirmeden kimsin diye seslendi.. hiç bir ses çıkmadı fakat uzay çöpçüsü bi isim düşündü, evet duymamıştı ismi düşünmüştü. "mecmua" ismi mecmua idi bizimki her şeyin siyah beyaza kestiği o anda konuşmalı mı düşünmeli mi ..nasıl iletişim kurmalı diye düşünerek arkasına döndü .. etrafta kimse yoktu, yerde bir zar duruyordu zarı eline aldı ve iceledi, bişey fark etti 1 ifade eden siyah noktada, dürbünden bakar gibi baktı 1 in içine, artık hiçbirşey eskisi gibi olmayaktı boyutlar ötesi bi karmaşaya dahil olmuştu bir anda. zarın herşeyi delip geçen bir görüş sağladığı açıktı.herkes mekanlarında en rahat halleriyle gözlerinin önündeydi.onun gibi önemsiz birisine mecmua bu zarı bırakıp yok olmuştu..sakinleşmeye ve durumu anlamaya çalıştı zarın içinde gördükleri karşısında duygu patlaması yaşıyordu. Farkındalık, sevinç, merak, tutku. Hemen tekrar baktı. Baktıkça heyecanlanıyor, terliyor ve gülmeye başlıyordu. Elleri titredi. Zar elinden düştü ve yerde sekmeye başladı, her sekişinde dönüyordu. sekmesi durduğunda 3 rakamı üstteydi. bunu tesadüfün rakamı olarak belirledi ve zar tutuşuna güvenerek zarı aldı tekrar fırlattı ve 6 sayısıgelecek mi diye bekledi.ama yo hayır!zar yine 3 ü gösteriyordu. tekrar tekrar deni fakat her seferinde 3 geliyordu. Zarı eline aldı ve 3 rakamının içine baktı her noktada aynı görüntü vardı fakat farklı zamanlarda ilerliyorlardı, görüntüler tanıdık geldi dikkatlice izlemeye deam etti ve bu hızlı hızlı geçen görüntüler arasında anımsadığı şeyler gördü, evet. bu onun anılarıydı. ilk delikte küçüklüğünden anılar vardı, ikicisinde omzuna dokunan elin karşısındaki tepkisini gördü az önce yaşadığı, son delikten ise kendisi vardı fakat yaşadıklarını hatırlamıyordu. Bu gelecekten görüntüler olabilir miydi ? 1rakamıyla maddeleri aşıyorsun..3rakamıyla zamanı aşıyorsun..bu zar hakkında bilgi edinmesi gerektiğini düşündü ve alelacele yerleşke bilgi kulesine doğru yola çıktı.orada gerekli dökümanlara ulaşabilirdi Hızlıca yerleşke bilgi kulesine koşarken ayağı takıldı, tökezledi. elinden zarı düşürmüştü. zar yerde sekerken onu izledi. durdurmak istemedi. öylece zarın yerde yuvarlanmasını izledi. sonra zar 5 rakamı üzerinde durdu. Merak fırtınaları içinde yere eğildi ve zarı tam eline alacakken, zar titremeye başladı. sanki içinde vahşi bir hayvan tıkılmıştı. sanki aşırı yüklenmiş gibiydi. acaba olması gerekenden fazla mı sallamıştı zarı ürpermişti.aklına çok eskiden kocamış büyükannesinin anlattığı olur-olmaz zarlarıyla ilgili hikaye geldi.bir anda! canlı bir zardı o evet..bu sırada zardan birtakım ışınlar da çıkmaya başlamıştı.biri farkederse diye düşünerek ayakkabısıyla zara bastırdı..ayagının altında hiç bir çıkıntı yoktu oysa.eyvah dedi zarı küstürdüm! bi an zarın titrerken yaydığı gerginlik yavaşça yerini sessizliğe bıraktı. ne olduğunu anlamaya çalışırken birden heryer simsihay ışıklarla doldu. Adeta bir disko gibi bütün odayı dolanıyordu siyah ışık. sonra her taraf simsiyah oldu. Bu karanlık değildi, gerçekten ışık kalmamıştı ortamda. tek bir foton bile. uzay çöpçüsü hafiflediğini hissetti ve ayakları yerden kesildi. yer çekimi de kaybolmuştu artık zarın içine hapsolmuştu! ve buradan yerleşke bilgi kulesine gidemeyecekti muhtemelen herşeyi kendisi çözmeliydi babaannesini düşündü tekrar olur-olmaz zarlarıyla ilgili ne anlattıgını anımsaya calıştı hızlı düşünmeliydi, babanesinin yüz ifadesi geldi gözünün önüne. Düşünmek oluşturur fakat kaderimizi düşünmek bizi kısır döngüye sokar işte bu yüzden zarlar sallanmalı derdi babanesi. Düşümek, düşünmek. mecmua ismini nasıl düşündüğü aklına geldi. Hemen konsantre olmaya çalıştı. odaklandı ve düşüncesi sabitledi. Yardım çığlıkları atıyordu düşüncesinde. birisinin kendisini bulması ümidi ile bu nafile bekleyiş zihnini durgunlastırıyordu yarı uykulu bi haldeydi.boşluktaydı işte ve onu duyacak kimse olmadığı ayan beyan ortadaydı..ta ki o cümle babaannesinin dudaklarından kulagına fısıldanıncaya dek.ne istediğine dikkat etmelisin ..sen zardan ne beklersen o sana onu verecektir! zarı gizlemeye çalışarak kendisini gizlemişti,zarın bu kadar ciddi olduguna inanamıyordu orada kaç saat kaldığını artık bilmiyordu bile. Karnı acıkmıştı. susamlı çıtır çıtır 2 ekmeğin arasında sulu bir biftek olsa ne de yerdi. Aniden rüyadan uyanır gibi irkildi. Mekan değişmişti aniden. az önce hayalini kurduğu biftek kokuyordu. Havada mis gibi mangal kömüründe pişmiş etin kokusu vardı fakan birşey göremiyordu pek etraf karanlık ve yerler çamur içindeydi. bulunduğu zemin basınca içine gömülüyordu. çok yumuşaktı ve sırılsıklamdı. birden fark etti havadaki koku yerden geliyordu. eğildi ve iyice kokladı. evet bir bifteğin üzerinde duruyordu. futbol sahası büyüklüğünde olmalıydı biftek. üzerindekide ekmek olmalıydı. Durumun garipliği zihninin sınırlarını zorlamıştı. bu kadarı ağır gelmişti birden, onu yordu. "olur-olmaz"demeyeceksin ne istediğine dikkat edeceksin!bu sözlerle öyküsünü bitirirdi babaannesi.yine o mükellef kahvaltı sofrasında büyükannemin yaptığı biftekli ekmeği yerken öykünün tamamını da dinleyebilsem herşey hallolur diye aklından geçirdi.ve işte oradaydı elleri neredeyse hiç çizgisiz 5 yaşlarında bir çocuk oluvermişti babanesinin yarım kalmış öyküsü devam ederken buldu. hemen dinlemeye koyuldu. babanesi tam devam edecekken. 5 yaşındaki bedenine girmiş çöçüye dikti gözlerini. sanki işgillenen bir kedi gibiydi. "Sen" dedi, kızgın bir şekilde "demek zarları kullandın" sanki 5 yaşındaki o bedene değilde direkt olarak içine konuşuyordu. anlamıştı adeta onun içinde olduğunu. babanesi o kadar tedirgin olmuştu ki elindekileri yere düşürdü. çöpçü korkmuştu hemen başka bişey düşünmeliydi o bedenden gitmeliydi. herşeyin en başına, zarı bulduğu anın öncesine gitmeye karar verdi ve düşündü sadece düşündü. gözlerini açtığında herşeyin başladığı yerdeydi. o oda, çöp kutusu, temizlik eşyaları herşey aynı yerindeydi. o sırada babanesi hemen kendisini toparladı ve cebindeki zarı çıkardı. çöpçü hemen eve gitmek istiyordu.tam adımını atmıştı ki birden omzuna bir elin dokunduğunu hissetti. arkasını dönmeye korkuyordu. ve aklına birşey geldi. tek kelime. "MECMUA"

Hiç yorum yok: